Psikiyatri Rahatsızlıkları Nelerdir? Psikolojik Sağlığın Temellerine Bir Bakış
Giriş: Zihinsel Sağlık ve Psikiyatri Rahatsızlıkları
Eskişehir’de üniversitede çalışan genç bir araştırmacı olarak, psikiyatri alanında yapılan çalışmalara ilgi duymaya başladım. Psikiyatri rahatsızlıkları, her ne kadar çoğu zaman göz ardı edilse de, günümüzde daha fazla insanın hayatını etkileyen bir konu haline gelmiştir. Ancak, bu rahatsızlıkların ne olduğunu, nasıl ortaya çıktığını ve nasıl başa çıkılabileceğini anlamak bazen karmaşık olabilir. İşte tam da bu noktada, psikiyatri rahatsızlıkları hakkında biraz daha fazla bilgi sahibi olmanın faydalı olduğunu düşünüyorum. Gelin, bu rahatsızlıkları basit bir dille ve günlük hayat örnekleriyle anlamaya çalışalım.
Depresyon: “Dünyanın Üstüne Çökmesi”
İçimdeki akademisyen, depresyonu anlatmaya başladığında pek çok farklı teknik terimden bahsedebilir, ama günlük yaşamda depresyon aslında çok basit bir duygu gibi hissedilebilir: Her şeyin üzerine bir ağırlık çökmüş gibi. Hayatın anlamı kaybolmuş gibi, zevk alınması gereken şeylerden zevk almakta zorlanma… Depresyon, bu tür duygusal ve fiziksel belirtilerle kendini gösterir.
Birisi depresyondaysa, en basit görevleri yerine getirmekte zorlanabilir. Sabahları yataktan çıkmak bile “günlük işler” gibi gözükebilir. Yani, depresyon bir bakıma, zihin ve bedenin hızla yavaşlamasıdır. Bir nevi, beynin enerji tasarrufu yapmaya karar vermesi gibi düşünebiliriz.
Kaygı Bozuklukları: “Sürekli Kötü Bir Şey Olacakmış Gibi Hissetmek”
Kaygı, hepimizin zaman zaman yaşadığı bir şeydir. Ama kaygı bozukluğu, bu hislerin sürekli hale gelmesi ve kişinin günlük yaşamını etkilemesi durumudur. Kaygı bozukluğu yaşayan bir kişi, sürekli olarak kötü bir şey olacağına dair bir korku hisseder. Bu, sanki bir felaket her an kapıda olacakmış gibi bir duyguya yol açar.
Günlük yaşamda, kaygı bozukluğu yaşayan biri, küçük bir hatayı büyük bir felaket olarak algılayabilir. Örneğin, bir sınavdan düşük not almak, tüm yaşamının sonuymuş gibi hissedilmesine neden olabilir. Bu da kişinin sosyalleşmesini, işini yapmasını veya rahatlamasını zorlaştırabilir. İçimdeki psikolog böyle diyor: Kaygı bozuklukları, gerçek tehlikelerden çok, kişinin zihnindeki “yanlış alarm” duygularıdır.
Bipolar Bozukluk: “Zihin, Hızlıca Yükselip Düşer”
Bipolar bozukluk, insanların ruh halindeki aşırı değişikliklerle kendini gösterir. Bir dönem aşırı enerjik ve mutlu hissedilen bir kişi, bir süre sonra aniden depresyona girebilir. Bu inişli çıkışlı ruh hali, bazen yaşamın işleyişini zorlaştırabilir.
Bipolar bozukluğu basit bir şekilde anlatmak gerekirse, zihin bir rollercoaster gibi olabilir. Kişi bir anda çok yükseklerde, aşırı enerjik ve mutlu olabilirken, bir diğer anda en dipte, umutsuz hissedebilir. Bu dalgalanma, kişinin sosyal ilişkilerini ve iş hayatını olumsuz etkileyebilir. İçimdeki araştırmacı buna bilimsel bir bakış açısıyla yaklaşarak, biyolojik ve genetik faktörlerin önemli rol oynadığını söylüyor. Yani, bu durum tamamen kişinin iradesiyle alakalı değil, beyindeki kimyasal dengenin de etkisi büyük.
Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): “Zihnindeki Dönüp Durmaya Devam Eden Düşünceler”
OKB, tekrarlayan ve zorlayıcı düşünceler (obsesyonlar) ile bu düşüncelere karşı yapılan ritüel hareketler (kompulsiyonlar) arasında sıkışıp kalmaktır. Bir kişinin kafasında, sürekli aynı düşünceler dönüp duruyorsa ve bunları durduramıyorsa, o kişi obsesif-kompulsif bozukluktan bahsediyor olabilir.
Mesela, bir kişi sürekli olarak ellerinin kirli olduğunu düşünür ve bu yüzden sık sık ellerini yıkar. Bu düşünceler, kişiyi fazlasıyla rahatsız edebilir ve bu düşüncelere karşı yaptığı davranışlar (yani ellerini yıkama) da bir süre sonra bağımlılık haline gelebilir. İçimdeki insan böyle düşünüyor: OKB, kişiyi kontrol edemediği bir döngüye sokar, yani mantıklı olanla, takıntılı olan arasında sürekli bir çekişme yaşanır.
Şizofreni: “Gerçeklik ve Hayal Dünyası Arasında Kaybolmak”
Şizofreni, bireyin gerçeklik algısının bozulduğu, hayal ve düşüncelerle gerçeği ayırt etmekte zorlandığı bir rahatsızlıktır. Kişi zaman zaman sesler duyabilir, gördüğü şeylere inanamayabilir ya da çevresindeki olayları yanlış anlayabilir.
Birinin şizofreni hastalığına sahip olduğunu düşününce, o kişinin sanki içinde yaşadığı bir başka dünyaya hapsolmuş gibi hissettiğini hayal edebiliriz. Kendi zihninde, dış dünyayı farklı algılayabilir ve bu da sosyal ilişkilerini zorlaştırabilir. Yani, şizofreni gerçeklik algısının, bazen tamamen farklı bir hal almasıdır.
Sonuç: Psikiyatri Rahatsızlıkları ve Günlük Yaşam
Psikiyatri rahatsızlıkları, aslında hepimizin zaman zaman karşılaşabileceği, ama çoğu zaman derinlemesine düşünmediğimiz bir konu. Depresyon, kaygı bozuklukları, bipolar bozukluk, OKB ve şizofreni gibi hastalıklar, bireylerin ruh sağlığını derinden etkileyebilir. Ancak önemli olan, bu rahatsızlıkların birer hastalık olduğunu kabul etmek ve tedavi yollarını araştırmaktır.
Bir araştırmacı olarak şunu söylemek gerekirse: Psikiyatri rahatsızlıkları, sadece tıbbi değil, aynı zamanda toplumsal bir konu da olmalıdır. Kendi zihinsel sağlığımızı ihmal etmeyelim; çünkü sağlıklı bir zihin, sağlıklı bir yaşamın temelidir.